Van Psikolog Makale

PEARSON JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES

ISSN: 2717-7386

& HUMANITIES

DOI Number: https://doi.org/10.46872/pearson.399

ROMANTİK İLİŞKİSİ BULUNAN BİREYLERİN FACEBOOK KISKANÇLIĞI VE

GÜVEN ALGISI ÜZERİNE BİR DERLEME

AN INVESTIGATION ON FACEBOOK JEALOUSY AND TRUST PERCEPTIONS OF

INDIVIDUAL IN ROMANTIC RELATIONSHIPS

Türkan GÜNER

Yakın Doğu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Klinik Psikoloji Programı

ORCID: 0000-0002-6996-8963

Doç. Dr. Meryem KARAAZİZ

Yakın Doğu Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü

ORCID: 0000-0002-0085-612X

ÖZET

Bu makalede psikoloji literatüründe yer alan Facebook kıskançlığı ve romantik ilişkilerde

güven duygularına ilişkin tanımlamalar ve Facebook kıskançlığının romantik ilişkilerdeki

güven sorunları üzerindeki rolü ele alınmıştır. Daha sonra romantik ilişkilerde Facebook

kıskançlığı ve güven algısı arasındaki ilişkiye dair görgül araştırmalar sunulmuştur.

Facebook kullanımının birey üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileri son zamanlarda

araştırmacılar tarafından da sıkça ele alınmaktadır. Ancak Facebook kullanımının

yaygınlaşmasıyla hayatımıza giren Facebook kıskançlığı terimini ve Facebook kıskançlığının

romantik ilişkilerde güven kavramı ile olan ilişkisine değinen çok az çalışmaya

rastlanmaktadır. Günümüzde Facebook kıskançlığının romantik ilişkiler üzerindeki olumsuz

etkileri yadsınamayacak boyuta ulaşmıştır. Literatür incelendiğinde romantik ilişkilerde

yaşanan sorunlar ve stres genel olarak ekonomik sıkıntılar üzerinden değerlendirilmiştir.

Ancak günümüzde ilişki denklemlerinin değişmesi, Facebook’un aktif bir şekilde kullanılması

ilişkideki stres ve problemlerin nedenlerini ve içeriklerini de değiştirmiştir. Araştırmalar

Türkiye’de de çok yaygın bir şekilde kullanılan Facebook’un; kullanıcılarına sunduğu

istediğini paylaşabilme, bağlantı kurmak istenilen kişiye kolay bir şekilde ulaşabilme gibi

özellikleri nedeniyle çiftlerin yeni biri ile ya da eski sevgilisi ile tekrar bağlantı kurma riski

yaratmasının eşler arasında kıskançlığa ve bunun sonucunda güven problemlerine, aldatmalara

ve hatta ayrılıklara neden olduğunu ortaya koymuştur.

Anahtar Kelimeler: Facebook kıskaçlığı, Romantik ilişkilerde güven, Facebook, Romantik

ilişki

Abstract

This article discusses the definitions of Facebook jealousy and trust in romantic relationship

and the role of Facebook jealousy on trust issues in romantic relationships. Then, are presented

empirical studies on the relationship between Facebook jealousy and the perception of trust in

romantic relationships.

The positive and negative effects of Facebook use on individuals have been frequently

discussed by researchers recently. However, there are very few studies that refer to the term

Facebook jealousy that came into our lives with the widespread use of Facebook jealousy and

the concept of trust in romantic relatonships. Today, the negative effects of Facebook jealousy

on romantic relationships have reached an undeniable extent. When the literatüre is examined,

the problems and stress in romantic relationships are generally evaluated on the basis of

economic problems.

132

2022 Volume 7 Issue 22 www.pearsonjournal.comPEARSON JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES

ISSN: 2717-7386

& HUMANITIES

DOI Number: https://doi.org/10.46872/pearson.399

However, today, the change in relationship equations and the active use of Facebook have also

changed the causes and contents of stress and problems in the relationship. Researches

Facebook, which is widely used in Turkey; ıt has been revealed that the risk of couples to

reconnect with a new person or ex-lover, due to their features such as sharing what they offer

to their users and easily reaching the person they want to connect with, causes jealousy between

spouses and as a result, trust problems, cheating an even separation.

Keywords: Facebook Jealousy, trust in romantic relationships, Facebook, romantic

relationship

Giriş

Romantik ilişkilerde güven, taraflardan birinin diğerinde gözlemlediği farklı niyet ve

davranışlar ile ilgili pozitif beklentiler üzerine kurulu, karşıdan gelecek her türlü etkiye açık

olmaya hazır olma durumudur (Rousseau vd,1998:393). Çiftler arasındaki güven duygusu

birbirlerine karşı olumlu, tutarlı ve karşılıklı mutluluk verici etkileşimler sağlar. Güven kişinin

daha önce yaşayarak deneyimlediği ve mevcut ilişkilerinde partneriyle olan karşılıklı

etkileşimleri sonucu oluşan ilişkiye has bir duygudur. Dolayısıyla bu duygunun varlığı ya da

yokluğu ilişkinin devamlılığını doğrudan etkilemektedir. Çoğu ilişki her ne kadar güven

duygusuna dayanarak başlasa da tarafların biri ya da her ikisi aldatmayla ilişkilendirdikleri

farklı nedenlerle ilişkiye olan güvenlerini yitirmektedirler. Bu durum çiftler arasında güvene

dayalı bir ilişki kurulmasını imkansızlaştırmaktadır (Kara-Yüksel Şahin,2018:379). Nitekim

günümüzde bu durumu tetikleyen nedenlerin başında Facebook sosyal medya ağı gelmektedir.

Facebook, bireylerin kendilerine özel bir profil oluşturabildikleri, zaman ve mekan kısıtlaması

olmaksızın istedikleri kişilerle bağlantı kurup karşılıklı paylaşımda bulunabildikleri çevrimiçi

uygulamalardır. Bu özellikleriyle Facebook sosyal medya ağı zamanla toplumsal yaşamımızın

vazgeçilmez bir parçası olmuş ve yaşamımızın her alanına nüfuz etmiştir. İnsanlar gerçek

sosyallikten uzaklaşarak başta Facebook olmak üzere sosyal medya ağlarına yönelmiş,

heyecanlarını, sevinçlerini ve üzüntülerini bu ağlar aracılığıyla yaşamaya başlamıştır (İspir

vd.,2013:2). Durum böyleyken bireyselliği ön plana çıkartan Facebook sosyal medya ağı,

çiftlerin birbirlerinin hesaplarını merak etmesine ve bu hesaplara erişmeye çalışmasına yol

açmaktadır. Facebook yapısı gereği kullanıcının istediği kişinin kendi paylaşım ve

fotoğraflarını görmesini engelleyebilmesi, istediğine ulaşıp iletişime geçebilmesi ve bunların

tamamen ilişkide taraflara özel olması, ilişkide taraflardan birinin diğerine göre Facebook

sosyal medya ağını daha aktif kullanması ilişkide Facebook kıskançlığına neden olmakta ve

çiftler arasında güven sorunlarına yol açmaktadır (Tiryaki - Karakuş,2018:422).

Aşağıda önce literatürde Facebook kıskançlığı ve romantik ilişkilerde güven duygularına

ilişkin tanımlamalar ve Facebook kıskançlığının romantik ilişkilerdeki güven sorunları

üzerindeki rolü ele alınmıştır. Daha sonra romantik ilişkilerde Facebook kıskançlığı ve güven

algısı arasındaki ilişkiye dair görgül araştırmalar sunulmuştur.

Romantik İlişkilerde Güven

Romantik ilişkilerin gelişiminin geç ergenlik ve geç yetişkinlik dönemleri üzerindeki etkisi

düşünüldüğünde büyük önem teşkil etmektedir. Nitekim gençler kendi kimliğini bulma,

ilişkiye dair beceriler edinme ve cinsel olarak kendilerini kontrol etme gibi üç önemli gelişim

dönemini ancak romantik ilişkilerinin gelişmesi ile sağlıklı bir şekilde yerine getirebilir.

Romantik ilişkiler hayatımızda bu denli önemli olması nedeniyle bugüne kadar birçok

araştırmacının üzerinde hassasiyetle durduğu ve açıklamaya çalıştığı konulardan olmuştur.

Romantik ilişkilerin en geniş tanımı Collins’e aittir. Collins’e göre romantik ilişki; çiftlerin

karşılıklı olarak gönüllülük esasına dayanan ve her iki tarafında kabullendiği ilişki şeklidir.

133

2022 Volume 7 Issue 22 www.pearsonjournal.comPEARSON JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES

ISSN: 2717-7386

& HUMANITIES

DOI Number: https://doi.org/10.46872/pearson.399

Collins romantik ilişkinin kalıtım, eş seçimi, ilişki içeriği, ilişki kalitesi ve ilişkinin bilişsel ve

duygusal süreçleri olmak üzere beş ayırt edici özelliğini tanımlamıştır. Bu özelliklerden ilki

olan kalıtım flörtün hangi yaş aralığındaki gençlerde var olduğunu ve sıklığını, ikincisi olan eş

seçimi; gençlerin hangi fiziksel ve karakterdeki kişileri tercih ettiğini, üçüncüsü olan ilişki

içeriği; çiftlerin ilişki esnasındaki paylaşımlarını, dördüncüsü olan ilişki kalitesi; çiftlerin

paylaşımlarından edindikleri faydalı deneyimlerini ve son olarak beşincisi olan ilişkinin bilişsel

ve duygusal süreçleri ise romantik ilişkinin diğer ilişki türlerinden farkını ifade eder(Saraç vd.,

2015:69).

Literatür incelendiğinde Hatfield Kuramı (tutkulu ve arkadaşça aşk), Rubin Kuramı (hoşlanma

ve aşk) ve Stemberg Kuramı (üçgen aşk) olmak üzere üç önemli romantik ilişki ve kuramı

karşımıza çıkmaktadır. Hatfield Kuramı tutkulu ve arkadaşça olmak üzere iki çeşit aşk

tanımlar. Tutkulu aşk ilişkide bir tarafın diğeriyle bir bütün olmak adına karşı koyamadığı istek,

arkadaşça aşkta ise tutkulu aşkın aksine ilişkide bir taraf diğeriyle bir bütün olmak için yoğun

bir istek beslemez. Zira arkadaşça aşkta zaten yakınlık elde edilmiştir (Atak -Taştan,2012:25).

Rubin Kuramına göre aşk yakınlık, gözetme, bağlanmanın birleşimidir. Burada yakınlık

ilişkide karşı tarafa yoğun hisler besleme ve bağlanmayı, gözetme kendi mutluluğundan çok

sevdiğinin mutluluğunu düşünmeyi ve bağlanma ise ilişkide karşındakinin duygusal desteğini

hissetme ve onunla birlikte olmaya duyulan yoğun isteği içerir (Ercan,2016:25). Stemberg

Kuramına göre ise aşk yakınlık, tutku ve bağlılığın oluşturduğu bir üçgene benzer ve bu

duygular üçgenin köşeleri gibi birbirinin tamamlayıcısıdır. Romantik ilişkilerle ilgili literatür

incelendiğinde çalışmaların büyük bir kısmı ihtiyaçların karşılanması, stres durumu, depresyon

ve ilişkide ulaşılan doyum ile ilişkinin değerlendirilmesi konularında yoğunlaşmıştır. Prager

ve Buhremester’in yakın ilişkilerde kendini açmayı ele aldıkları çalışmada kişilerin kendilerini

açtıkları taktirde birbirlerinin farkına varma hissi ve karşılıklı duyguların söylemi ile paylaşım

gibi gereksinimlerin karşılandığı sonucuna ulaşılmıştır. Hojjot’un romantik ilişkiler de

çatışmayı ele aldığı çalışmaya göre kadın ile erkek arasında çatışma durumuyla ilgili anlamlı

bir farklılık vardır ve kadınlar erkeklere göre daha çok çatışma çıkarmaktadır. Bregdon ve

arkadaşları yaptıkları çalışmada bireyin ergenliğin ilk dönemlerinde karşı cinsle olan

arkadaşlık, romantik ilişki tutumları ile öz saygı ve asosyal davranışları ile akademik başarı

durumlarını araştırmış ve bunun sonucunda karşı cins tarafından popüler görülen ergenlerin

romantik ilişki ile öz saygıları arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulurken ergenlerin

akademik başarı durumları ile romantik ilişki arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki olduğunu

tespit etmiştir(Atak - Taştan,2012:25). Cramer (2002)’in çatışma çözme davranışı ile ilişkideki

doyum arasındaki ilişkiyi ele aldığı çalışmasında ilişkide ortaya çıkan çatışmaların sorunların

çözümüne yönelik her davranışın ilişkiyi güçlendirdiğini ve ilişkideki doyumu maksimum

düzeye çıkardığını ortaya koydu. Gottman ve Krokoff (1989) ise yaptıkları çalışma sonucunda

ilişkide tarafların birbiriyle olan iletişim şekillerinin ve çıkan çatışmaların çözümüne yönelik

tutumlarının ilişkideki sorunları arttırdığını öne sürmüştür. Helvacı (2012) da yine üniversite

öğrencilerine yönelik yaptığı bir çalışmada cinsiyetin ilişkideki duygusal ve fiziksel istismar

üzerinde etkili olduğunu bulmuştur. Son olarak Kalkan Türkiye de romantik ilişkilerde sorun

çözme davranışına yönelik ‘Ergenler İçin Romantik İlişkilerde Sorun Çözme Ölçeğinin

Geliştirilmesi’ adlı geniş çaplı araştırmayı yapmıştır. Kalkan (2008) araştırmasında sorunu

çözmenin yolunun fiziksel ve duygusal ile soruna yönelme olduğunu ileri sürdü

(Kaya,2018:62).

Romantik ilişkilerde güven, ilişki içerisinde partnerlerin birbirlerine gösterdiği dürüstlük ve

yardımseverlik miktarını, partnerinin ihtiyaçlarını anlayıp karşılamaya çalışmayı ve her iki

tarafında da ilişkilerine olan bağlılıklarını ifade etmektedir. Bunların yanı sıra romantik

ilişkilerde güven kavramı aynı zamanda partnerlerin bağlılık, adanmışlık, dürüstlük ve

yardımseverlik ile ilgili inançlarını da kapsamaktadır.

134

2022 Volume 7 Issue 22 www.pearsonjournal.comPEARSON JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES

ISSN: 2717-7386

& HUMANITIES

DOI Number: https://doi.org/10.46872/pearson.399

Romantik ilişkilerde güven; ilişkide her iki tarafın karşılıklı olarak birbirlerine koşulsuz açık

olmaları, yeterli oranda birbirlerine yardımcı olmaları, birbirlerinin ihtiyaçlarını

karşılayabilmeleri ve birbirlerine koşulsuz bağlı olmayı içerir. Romantik ilişki problemlerine

bakıldığında ilişkideki güven problemleri en yaygın ve önemli problemlerdendir. Güven

problemlerinin kaynağı bireysel veya ilişkisel etmenler olabilir. İlişkide tarafların farklı

beklentiler içinde olması, birbirleriyle olan etkileşim ve iletişimden memnun olmamaya

dayanan güven problemleri aldatma, kıskançlık, yalancılık, ilişki kalitesinin düşmesi, stres ve

anksiyete gibi durumların gelişmesiyle hat safhaya çıkmakta ve ilişkileri bitirme noktasına

getirebilmektedir (Şensoy vd.,2019:230). Romantik ilişkilerde güven konusuyla ilgili literatür

incelendiğinde çok az çalışmaya rastlanmaktadır. Türk literatüründe çiftlere yönelik yapılan

araştırmalar genellikle çiftler arsındaki iletişim problemlerinin neden olduğu anlaşmazlıkların

çözümlenememesinden dolayı sürdüğü ve bu nedenle çiftlerin %96’sının sürekli tartıştıklarını

göstermektedir. Yardım alma amacıyla psikiyatri kliniklerine gelen insanların yaşadığı

sorunların içeriklerine bakıldığında evlilik ya da eşle yaşanan güven problemleri karşımıza

çıkmaktadır. Bu problemler sebebiyle yaşadıkları ayrılma, boşanma oranları incelendiğinde

Türk popülasyonunda çiftlerin ilişki sürecinde destek almaya ihtiyaç duydukları açıktır (Duran

Hamamcı,2010:87). Solmuş’un yaptığı bir diğer çalışmada romantik ilişkilerdeki güven

oluşumunun erken yaşta anneyle kurulan ilişkinin niteliğine göre oluştuğu ve çocuğun bu

dönemde güven oluşturabilmesi durumunda bunun yetişkinlikte kurulan romantik ilişkileri

pozitif yönde etkileyeceği vurgulanmıştır (Kara-Yüksel Şahin,2018:379).

Romantik İlişkilerde Facebook Kıskançlığı

Facebook sosyal medya ağı Mark Zuckerberg ve oda arkadaşlarının 2004 yılında eğitim

gördükleri Harvard Üniversitesinde geliştirdikleri ve sadece akademik çevrenin kullanımına

sundukları sosyal medya ağıdır. Facebook ilk kurulduğunda akademik çevrelerle

sınırlandırılmış olsa da 2006 yılında geliştirilerek şu an da kullandığımız halini almış ve geniş

kitlelerce kullanılmaya başlanmıştır (Güleç,2018:105). Facebook kullanıcılarına istedikleri

insanlarla arkadaşlık kurma, mevcut arkadaşlarla iletişim kurup etkileşimde bulunma ve

karşılıklı duygu, düşünce ve bilgi aktarımını mümkün kılan sosyal ortamlardır (Uluç-

Yarcı,2017:88). Sosyal medyanın zaman içinde gelişmesi ve yaygınlaşması insanlarla kolayca

iletişim kurma, gündemi takip etme, online alışveriş vs. gibi gündelik ve sosyal hayatımızı

kolaylaştıran faydalar sağlasa da bizi sevgi, ilgi ve güven gibi hayati önem taşıyan konulardan

uzaklaştırmaktadır (Aktaş-Çopur,2018:142). İnsanlar hayatlarını sosyal medya üzerinden

yaşamakta ve artık sevinçlerini, mutsuzluklarını, hayal kırıklıklarını, arkadaşlıklarını ve

aşklarını sosyal medya aracılığıyla dile getirmektedirler (Uluç-Yarcı,2017:88). Bu durum

insanları realiteden uzaklaştırmakta, yalnızlaştırmakta, mutsuzlaştırmakta ve belki de en

yakınana bile güvenemez hale getirmektedir (Aktaş -Çopur,2018:142). Sosyal medya

kullanımıyla ilgili istatistiklerde bu durumu doğrular niteliktedir. Nitekim 2015 yılı verilerine

göre dünya üzerinde yaşayan insanların 3 milyarı aktif olarak internet kullanırken bu insanların

2.1 milyarı en az bir tane sosyal medya ağına üyedir. Dünya genelinde en fazla kullanıcı

sayısına sahip sosyal medya ağı 1.4 milyar aktif üye ile Facebook’tur. Bu sayı 2016 yılında

internet kullanımında 3.3 milyar iken Facebook kullanımında 1.6 milyarı bulmuştur (Uluç-

Yarcı,2017:88). Facebook kullanımına yönelik literatür tarandığında yapılan araştırmaların

daha çok Facebook ve internet bağımlılığına yönelik olduğu aşikardır. Bu araştırmalardan Ho

ve diğerlerinin 2017’de Singapur’da bin yetişkin ve 920 genç ile yaptıkları çalışmaya göre

gençler yetişkinlere kıyasla sosyal medyaya daha fazla bağımlılık geliştirmekte ve kişilerin

aşırı sosyal medya kullanımı öz benlik yaklaşımlarını etkilemektedir. ABD’de üniversite de

okuyan 251 öğrenci ile yapılan bir araştırmaya göre ise bireylerde artan sosyal medya

bağımlılığına ters orantılı olarak yaşam tatminleri azalmaktadır.

135

2022 Volume 7 Issue 22 www.pearsonjournal.comPEARSON JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES

ISSN: 2717-7386

& HUMANITIES

DOI Number: https://doi.org/10.46872/pearson.399

Yine Elhai ve diğerlerinin 2018’de yaptıkları çalışmada bireylerin akıllı telefon veya sosyal

medya kullanımlarının kısıtlandığı ya da tamamen elinden alındığı durumların bireyde

anksiyete, depresyon ve stresi arttırdığı ortaya konmuştur (Aktan,2018:402). Hollandalı

psikolog Poul Kirschner ise öğrenciler üzerinde yaptığı çalışmada acebook kullanan

öğrencilerin ders çalışırken aynı zamanda Facebookda aktif olmalarının akademik

performanslarını negatif yönde etkilediğini ortaya koymuştur.Bu verilerden de anlaşacağı gibi

günümüzde sosyal medya ve dolayısıyla Facebook kullanımı hayatımızın her alanına nüfuz

ederek hat safhaya ulaşmıştır. İnsanlar artık gözlerini açar açmaz sosyal medyaya yönelmekte

ve elinde olmayarak dakikalarını ve hatta saatlerini burada geçirmektedir. Aileler bir araya

geldiklerinde sohbet etmek, paylaşımda bulunmak yerine sosyal medya hesaplarında vakit

geçirmeyi tercih etmekte ve bu da aile üyeleri arasında iletişim problemlerine ve çatışmaya yol

açmaktadır (Güleç,2018:105).

Kıskaçlık romantik ilişkilerde en çok görülen, oldukça kuvvetli ve aynı zamanda çiftler

üzerinde ciddi yıpratıcı etkileri olan bir duygudur. 20. yüzyılda kıskançlık üzerine ilk kuramsal

çalışma 1948 yılında Kurt Lewin tarafından yapılmıştır. Daha sonra diğer araştırmacıların da

ele aldığı ve üzerinde çalıştığı kıskançlık kavramı farklı şekillerde tanımlanmıştır. Pines’e göre

kıskançlık değer verdiğimiz bir insanla olan ilişkimizi kaybetmemize veya zedelenmesine

neden olacak tehlikeli bir durumun hissedilmesi sonucu verilen anlaşılması zor tepkilerdir

(Demirtaş-Dönmez,2006:181). Romantik kıskançlık ise ilişki sürecinde taraflardan birinin

partnerinin üçüncü bir şahıs tarafından elinden alınacağına yönelik korkuları olarak

tanımlanmaktadır (Hoşoğlu-Sevim,2019:149). Romantik kıskançlığın bir diğer tanımını yapan

Severa ve Mathes’ e göre kıskançlık romantik ilişkilerimizde ilişkinin varlığını tehdit eden,

kendimize rakip olarak gördüğümüz üçüncü bir şahsın etkisiyle ortaya çıkan, ilişkinin bitmesi

ya da zarar görmesi riskine karşı oluşan negatif duygulardır. Romantik ilişkilerimizde zaman

zaman ortaya çıkan kıskançlık duygusu bazen olumlu bazen de olumsuz sonuçlar

doğurmaktadır. Yapılan kıskançlığın ilgiyi, aşkı, sevgiyi hissettirdiği ve pekiştirdiği

durumlarda olumlu sonuçlar ancak yapılan kıskaçlığın değersizlik hissi, güvensizlik,

depresyon, intihar ve şiddeti pekiştirdiği durumlarda olumsuz sonuçlar ortaya çıkmaktadır.

Kadın ve erkeklerin kıskançlıkla başa çıkma stratejileri birbirinden oldukça farklıdır. Örneğin

kadınlar kıskançlıkla tek başlarınayken ağlayarak, partnerine daha güzel görünmeye

çabalayarak, partnerini kendisinden başka kimsenin onu beğenmeyeceğine ikna etmeye

çalışarak ve genellikle yapıcı davranımlarda bulunarak başa çıkmaya çalışır. Erkekler ise

kıskançlıkla başa çıkmak için kendi içinde kıskançlığı bastırmak suretiyle inkar ederek,

rakibine ulaşıp saldırgan davranışlarda bulunarak ya da ekonomik yönden güç gösterisi yaparak

kendini göstermeye çalışır. Türk literatüründe romantik kıskançlık üzerine yapılan çalışmalar

yurt dışındakilere kıyasla oldukça azdır. Örneğin yurt dışında genç yetişkinlerle yapılan

çalışmalara göre kadınlar erkeklere oranla partnerlerini kıskandıkları üçüncü şahıslara karşı

saldırganlığı daha fazla desteklemektedir. Başka bir çalışma evli bireylerin evli olmayan

bireylere oranla çatışma, partnerine karşı ilgisizlik ve kıskançlığı inkar etme gibi negatif

davranımlarda daha fazla bulunduklarını ortaya koydu. Bir başka araştırma ise üniversite

öğrencilerinde davranışla sonuçlanan kıskançlığın artması durumunda bunu paralel olarak

saldırganlık davranışının da arttığını ortaya koymuştur. Türkiye popülasyonuna baktığımızda

ise örneğin kıskançlık üzerine yapılan bir araştırmada kadınların erkeklere oranla partnerlerini

kıskandıkları durumlarla başa çıkmak için daha yapıcı davranışlarda bulunduklarını ortaya

koymuştur. Bir başka çalışmada ise romantik ilişki içerinde kişinin partnerinin başka biri ile

cinsel ilişkiye girerek aldattığına yönelik kıskançlığının arttığı durumlarda bununla doğru

orantılı olarak ilişkisini kurtaramaya yönelik davranımlarının da arttığını ortaya koymuştur.

136

2022 Volume 7 Issue 22 www.pearsonjournal.comPEARSON JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES

ISSN: 2717-7386

& HUMANITIES

DOI Number: https://doi.org/10.46872/pearson.399

Bu araştırmanın bir diğer önemli sonucuna göre ise flört ederek evlenen kadınlar görücü usulü

evlenen kadınlara kıyasla daha fazla kıskançlık davranışında bulunurken, flört ederek evlenen

erkekler görücü usulü evlenen erkeklere kıyasla daha az kıskançlık davranışında bulunmaktadır

(Hoşoğlu- Sevim,2019:149).

Facebook kıskaçlığı son dönemlerde özellikle romantik ilişkisi bulunan bireyler üzerindeki

olumsuz etkisi nedeniyle çoğu araştırmacının dikkatini çekmiştir (Aktaş-Çopur,2018:142)

Partnerinin sosyal medya hesaplarına erişememe paranoyak düşüncelere, kıskançlığa,

çatışmalara ve güven problemlerine yol açmaktadır (Tiryaki-Karakuş,2018:422). Öyle ki çoğu

zaman bireyler Facebook da partnerlerini takip etmekten çok onların eski sevgililerini takip

etmektedir. Sosyal medyanın ilişkiler üzerindeki bu olumsuz etkileri ne yazık ki çoğu

birlikteliğin ayrılıkla sonuçlanmasına yol açmaktadır (Güleç,2018:105).

Facebook Kıskançlığı ve Romantik İlişkilerde Güven Üzerine Görgül Çalışmalar

Günümüzde bireylerin Facebook sosyal medya ağı kulanım sıklığının artması beraberinde

özellikle çiftler arasında kendini gösteren Facebook kıskançlığı kavramını da getirmiştir.

Facebook sosyal medya ağının çiftler üzerindeki etkisine yönelik literatür incelendiğinde eşler

arasındaki anlaşmazlıkların genelde ekonomik nedenlerle ilişkili olarak ele alındığı

görülmektedir. Literatürde çiftler arsındaki stresi farklı değişkenler üzerinden inceleyen çok

fazla çalışmaya rastlanırken Facebook kullanımının çiftler arasındaki strese etkisini araştıran

çok az sayıda çalışma vardır (Aktaş -Çopur,2018:142).

Tiryaki ve Karakuş (2018)’un yaptıkları araştırmada evli bireylerin Facebook kullanım sıklığı

ile partnerlerine olan güven duyguları arasında anlamlı bir ilişki bulmuştur. Bu araştırma

bulgularına göre evli bireylerin partnerlerine olan güvenleri azaldıkça Facebook kıskançlıkları

artmaktadır. Aynı çalışmanın diğer bulgularına göre ise evli bireylerin yaşam doyumları ve

mutluluk hisleri azaldıkça daha çok Facebook kıskaçlığı yaptıklarını bunula birlikte bireylerin

yalnızlık hisleri artıkça daha çok Facebook kıskançlığı yaptıklarını ortaya koymuştur.

Aktaş ve Çopur (2018)’un yaptığı benzer bir araştırmada ise bireyin partnerinin sosyal medya

kullanımına ilişkin olumsuz bir tutumunun bulunmadığını ancak partnerinin sosyal medya da

geçirdiği süre artıkça bireyde stresin de arttığı bulgusu Facebook kullanımın çiftleri kıskançlık

ve güven açısından olumsuz etkilediğini ortaya koymuştur.

Demirtaş Madran (2016)’da Facebook kıskaçlığına yönelik yaptığı çalışmada Facebook

kıskaçlığının cinsiyetlere göre farklılık göstermediği, kadın ve erkeklerin birbirlerine göre daha

çok Facebook kıskançlığı yapmadığını ortaya koymuştur (Demirtaş,2016:93). Ancak Demirtaş

ve Dönmez (2006)’in çalışmalarında kadınların erkeklere göre daha fazla kıskançlık

reaksiyonu gösterdiğine yönelik elde ettiği aksi yönde bulgularda vardır. Kara ve Yüksel Şahin

(2018)’in evli bireylerle yaptıkları çalışmada güven duygusunun cinsiyetlere göre anlamlı bir

farklılık gösterdiğini bulmuştur. Ancak aynı araştırmada kadınların erkeklere göre

partnerlerine daha çok güvendiği ortaya konulmuştur ancak bu durum Kara ve Yüksel Şahin’in

bu araştırmayı sadece evli bireylerle yürütmesiyle ilişkili olabileceği düşünülebilir.

Sonuç ve Öneriler

Facebook kıskançlığı ile romantik ilişkilerde güven duygusu arasında anlamlı bir ilişki olduğu

batılı ve Türkiye örneklemlerinden elde edilen bulgular ile ortaya konmuştur. Bu bağlamda

yapılan çalışmalar Facebook kıskançlığının bireylerin partnerlerine olan güvenlerini zedelediği

ve partnerine karşı güvensizliği arttırdığına ilişkin görüşleri desteklemiştir. Diğer yandan

Facebook kıskançlığı ile romantik ilişkilerde güven duygusu arasındaki ilişkide başka

faktörlerinde etkili olabileceği açıktır. Facebook kullanım sıklığı, romantik ilişkinin süresi,

çiftlerin medeni durumları, partnerlerin kültürleri ve eğitim seviyeleri gibi değişkenlerde

çiftlerin Facebook kıskaçlığını ve ilişkideki güven algılarını etkileyebilir.

137

2022 Volume 7 Issue 22 www.pearsonjournal.comPEARSON JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES

ISSN: 2717-7386

& HUMANITIES

DOI Number: https://doi.org/10.46872/pearson.399

Bu alandaki açıklık düşünüldüğünde bu değişkenler baz alınarak yeni çalışmaların yapılması

alandaki hem kuramsal hem de uygulamaya dönük boşluğun doldurulmasına katkı sağlayabilir.

Bireylerin sosyal medya hesaplarına sığınmaları yalnızlıktan ya da mutsuzluktan bir kaçış

olarak yorumlanabilir. İlişkide partnerlerin mutsuz oluşu, ilişki doyumunun eksikliği, iletişim

sorunları, anlaşmazlıklar vs. gibi değişkenler partnerleri yalnızlığa ve bu yalnızlık da Facebook

sosyal medya ağında daha çok vakit geçirmeye itmektedir. Partnerlerin Facebook da

harcadıkları zaman arttıkça bununla ters orantılı olarak aralarındaki güven duygusu

azalmaktadır. Türk örneklemlerinin bazılarında Facebook kıskaçlığı ile cinsiyet arasında

anlamlı bir ilişki bulunmamasına karşın bazı örneklemlerde anlamlı bir ilişki olduğu ortaya

konmuştur. Dolayısıyla Türk örneklemlerinde bu konuyla ilgili yapılacak daha çok çalışmaya

ihtiyaç vardır. Yapılan çalışmalarda kullanılan ölçüm araçlarının kıskaçlık, eşine karşı güven

ve evlilik doyumu gibi özel konuları ölçmede katılımcıların doğru yanıt vermede tereddüt

etmesi, utanması yönüyle yetersiz ve yanıltıcı olabilmektedir. Bu bağlamda gelecek

çalışmalarda bu kavramlar üzerine çalışacak araştırmacıların katılımcılara öz bildirime dayalı

ölçeklerin uygulanmasına ek olarak bireysel görüşmeler yaparak daha geniş kapsamlı bilgilere

ulaşabilir.

Romantik ilişkilerin sağlıklı bir şekilde devam etmesi, evliliklerin bozulmaması ve en önemlisi

toplumun en temel kurumu olan aile kurumunun korunması için bireylerin Facebook kullanımı

konusunda bilinçlenmesi çok önemlidir.

KAYNAKÇA

Aktan, E. (2018). Üniversite öğrencilerinin sosyal medya bağımlılık düzeylerinin

çeşitlideğişkenlere göre incelenmesi. Erciyeş İletişim Dergisi, 5(4), 402-421.

Aktaş, M., & Çopur, Z. (2018). Sosyal medya kullanımının eşler arasındaki strese

etkisi. Education Technology and Scientific Researches(6), 142-153.

Atak , H., & Taştan, N. (2012). Romantik ilişkiler ve aşk. Psikiyatride Güncel

Yaklaşımlar, 4(4), 25-37.

Demirtaş Madran, H. A. (2016). Facebook kıskançlığı ölçeğinin türkçe formu:

Üniversite öğrencileri üzerinde geçerlik ve güvenirlik çalışması. Anadolu Psikiyatri Dergisi,

17(1), 93-99.

Demirtaş, H. A., & Dönmez, A. (2006). Yakın ilişkilerde kıskançlık: Bireysel ilişkiler

vedurumsal değişkenler. Türk Psikiyatri Dergisi, 17(3), 181-191.

Duran, Ş., & Hamamcı, Z. (2010). Evliliik öncesi ilişki geliştirme programlarının

romantik ilişkiler yaşayan üniversite öğrencilerinin iletişim becerileri veçatışma iletişim

tarzları üzerine etkisinin incelenmesi. Aile ve Toplum Yıl, 11(6), 87-99.

Ercan, H. (2016). Üniversite öğrencilerinin aşk stillerinin demografik değişkenler ve

anne babaya bağlanma ile ilişkisi. Eğitim Bilimleri Dergisi, 7(11), 25-37.

Güleç, V. (2018). Aile ilişkilerinin sosyal medya ile çöküşü. e-Journal of Media, 2(1),

105-120.

Hoşoğlu, R., & Sevim, S. (2019). Üniversiteli öğrencilerinin romantik ilişkilerde

kıskançlıkla başa çıkma biçimlerinin çeşitli değişkenler açısından incelenmesi. Türk Psikolojik

Danışma ve Rehberlik Dergisi, 9(52), 149-179.

İspir , B., Birsen, H., Binark, F. M., Özata, F. Z., Bayraktutan, G., Öztürk, M. C.,

Ayman, M. (2013). Dijital iletişim ve yeni medya. Anadolu Üniversitesi Yayını, 2-193.

Kara , E., & Yüksel Şahin, F. (2018). Evli bireylerde kişisel yılmazlık, evlilik yakınlığı

ve ikili ilişkilerde güvenin demografik değişkenlere göre incelenmesi. Akademik Sosyal

Araştırmalar Dergisi(86), 379-398.

Kaya, Ö. S. (2018). Romantik ilişkilerde problem çözme becerilerinin empati ve iyi

oluş açısından incelenmesi. Yüksek Öğretim ve Bilim Dergisi, 8(1), 62-72.

138

2022 Volume 7 Issue 22 www.pearsonjournal.comPEARSON JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES

ISSN: 2717-7386

& HUMANITIES

DOI Number: https://doi.org/10.46872/pearson.399

Rousseau, D. M., Sitkin, S. B., Burt, R. S., & Camerer, C. (1998). Not different after

all: A crossdiscipline view of trust. Academy of Management Review, 23(3), 393-404.

Saraç, A., Hamamcı, Z., & Gökçay, S. (2015). Üniversite öğrencilerinin ilişkinin

yordanması. Türk Psikoloji Danışma ve Rehberlik Dergisi, 5(43), 69-81.

Şensoy, G., Asıcı, E., & İkiz, F. E. (2019). İlişki doyumunun mükemmelliyetçilik ve

güven aracılığıyla yordanması. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi(46), 230-246.

Tiryaki, S., & Karakuş, M. (2018). Evli bireylerin sosyal medya kullanımları üzerine

bir saha araştırması. Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Uluslararası Hakemli

Dergisi, 26(3), 422-443.

Uluç, G., & Yarcı, A. (2017). Sosyal medya kültürü. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal

Bilimler Dergisi, 55(52), 88-102.

139

2022 Volume 7 Issue 22 www.pearsonjournal.com