

ÖZ YETERLİLİKLERİ VE İLİŞKİ DOYUMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI
***
A COMPARISON OF SEXUAL MYTHS, SEXUAL SELF-EFFICACY AND
RELATIONSHIP SATISFACTION OF WOMEN WITH AND WITHOUT VAGINISMUS DIAGNOSIS
Citation: Güner, T., Harmancı S., B. (2023). Vajinismus tanısı alan ve almayan kadınların cinsel mitleri cinsel öz yeterlilikleri ve ilişki doyumlarının karşılaştırılması. Journal of Pure Social Sciences, 4(7), 25-34.
DOI: https://doi.org/10.5281/zenodo.10408865
Türkan GÜNER*
Bingül SUBAŞI HARMANCI**
Bu çalışmanın temel amacı vajinismus tanısı alan ve almayan kadınların cinsel mitleri cinsel öz yeterlilikleri ve ilişki doyumlarının karşılaştırılmasıdır. Araştırmada nedensel karşılaştırma yöntemi kullanılmıştır. Bu çalışmanın evrenini 18 yaş üzeri vajinismus tanısı alan ve almayan kadınlar oluşturmaktadır. Çalışma örneklemi ise amaçsal örnekleme yöntemi ile seçilen 18 yaş ve üzeri 153 vajinismus tanısı alan kadın katılımcılardan oluşmaktadır. Tanısı olmayan grup sayısı için de yine 149 vajinismus tanısı olmayan kadın katılımcıdan oluşmaktadır. Araştırma verilerini toplamak için Sosyodemografik Bilgi Formu, Cinsel Mitler Formu, İlişki Doyum İndeksi ve Cinsel Öz Yeterlik Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma bulgusunda, vajinismus tanısı alan katılımcıların cinsel yönelim, yaş ve cinsellik, cinsel davranış ve mastürbasyon düzeylerinin vajinismus tanısı almayan katılımcıların cinsel yönelim, yaş ve cinsellik, cinsel davranış ve mastürbasyon düzeylerinden daha yüksek olduğu gözlenmiştir. Vajinismus tanısı almayan katılımcıların cinsel öz yeterlilik düzeylerinin vajinismus tanısı alan katılımcıların cinsel öz yeterlilik düzeylerinden daha yüksek olduğu gözlenmiştir. Vajinismus tanısı almayan katılımcıların ilişki doyumu düzeylerinin vajinismus tanısı alan katılımcıların ilişki doyumu düzeylerinden daha yüksek olduğu gözlenmiştir. Bu bağlamda klinisyenler vajinismus tedavisi sırasında kadınların cinsel öz yeterlilik düzeylerine odaklanmalı ve tedavi sürecinde cinsel öz yeterliliklerini arttırmaya yardımcı olacak yöntemleri kullanmalıdırlar. Bu yaklaşımın, vajinismus tanısı alan kadınların ilişki doyumlarını arttırmaya yardımcı olabileceği düşünülmektedirlir. Anahtar Kelimeler: Cinsel Mitler, Cinsellik, İlişki Doyumu, Öz yeterlilik, Vajinismus
The main purpose of this study is to compare the sexual myths, sexual self-efficacy and relationship satisfaction of women with and without vaginismus diagnosis. Causal comparison method was used in the study. The population of this study consists of women over the age of 18 with and without vaginismus diagnosis. The study sample consists of 153 female participants diagnosed with vaginismus aged 18 years and over, selected by purposive sampling method. For the number of undiagnosed group, it also consists of 149 female participants without a diagnosis of vaginismus. Sociodemographic Information Form, Sexual Myths Form, Relationship Satisfaction Index and Sexual Self-Efficacy Scale were used to collect the research data. In the research findings, it was observed that the sexual orientation, age and sexuality, sexual behavior and masturbation levels of the participants diagnosed with vaginismus were higher than the sexual orientation, age and sexuality, sexual behavior and masturbation levels of the participants who were not diagnosed with vaginismus. It was observed that the sexual self-efficacy levels of the participants who were not diagnosed with vaginismus were higher than the sexual self-efficacy levels of the participants diagnosed with vaginismus. It was observed that the relationship satisfaction levels of the participants who were not diagnosed with vaginismus were higher than the relationship satisfaction levels of the participants diagnosed
*
YL Öğrencisi, Yakın Doğu Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Klinik Psikoloji Anabilim Dalı, Lefkoşa, KKTC, https://orcid.org/0000-0002-6996-8963, gunerer.turkan@gmail.com
** Dr., Yakın Doğu Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Lefkoşa, KKTC, https://orcid.org/0000-0003-3633-622X, bingul.subasi@neu.edu.tr
with vaginismus. In this context, clinicians should focus on women's sexual self-efficacy levels during vaginismus treatment and use methods to help increase their sexual self-efficacy during the treatment process. It is thought that this approach may help to increase the relationship satisfaction of women diagnosed with vaginismus.
Keywords: Sexual Myths, Sexuality, Relationship Satisfaction, Self-efficacy, Vaginismus
Background:
Sexuality is important for the quality of life and general health of individuals and couples; however, many women may avoid sexual activity due to sexual health problems. This can negatively affect both the individual's quality of life and the couple's relationship. On the other hand, sexual myths can negatively affect sexual life based on incomplete or misleading information. These myths may lead to sexual dysfunctions and may also hinder the treatment process. Stereotyped gender roles and value judgments of the society may cause the continuation of these myths and negativity in the sexual life of individuals. Especially due to some roles attributed to women, sexual life may be restricted and functionality may be negatively affected.
Research purpose:
The main aim of this study was to compare the sexual myths, sexual self-efficacy and relationship satisfaction of women with and without vaginismus.
Methodology:
Causal comparison method was used in the study. The population of this study consists of women over the age of 18 with and without vaginismus diagnosis. The study sample consists of 153 female participants diagnosed with vaginismus aged 18 years and over, selected by purposive sampling method. For the number of undiagnosed group, it also consists of 149 female participants without a diagnosis of vaginismus. Sociodemographic Information Form, Sexual Myths Form, Relationship Satisfaction Index and Sexual SelfEfficacy Scale were used to collect the research data.
Findings:
As a result of the research, it was determined that the levels of sexual orientation, age and sexuality, sexual behavior and masturbation, which are sub-dimensions of the sexual myths form, differed according to the status of having a diagnosis of vaginismus. It was observed that the sexual orientation, age and sexuality, sexual behavior and masturbation levels of participants diagnosed with vaginismus were higher than the sexual orientation, age and sexuality, sexual behavior and masturbation levels of participants who were not diagnosed with vaginismus. In another finding of the study, it was determined that sexual self-efficacy levels differed according to having a diagnosis of vaginismus. It was observed that the sexual self-efficacy levels of participants who were not diagnosed with vaginismus were higher than the sexual self-efficacy levels of participants diagnosed with vaginismus. Another result of the study shows that relationship satisfaction levels differ according to having a diagnosis of vaginismus. It was observed that the relationship satisfaction levels of the participants who were not diagnosed with vaginismus were higher than the relationship satisfaction levels of the participants diagnosed with vaginismus. In another finding of the study, it was determined that there were no significant relationships between the levels of sexual myths and sexual selfefficacy and relationship satisfaction levels of participants diagnosed with vaginismus.
Conclusion:
The findings of this study, in which sexual myths and sexual self-efficacy and relationship satisfaction of women with and without vaginismus were compared, indicate that women with vaginismus have higher levels of sexual orientation, age and sexuality, sexual behavior and masturbation than women without vaginismus. This result suggests that having sexual myths and prejudices may increase the risk of vaginismus. Researchers may be recommended to conduct a more comprehensive study to reduce sexual myths and false beliefs and focus on sexual education programs for the prevention and treatment of vaginismus.
Cinsellik, insan yaşamının çok önemli bir yönüdür ve sağlığın korunması için önemli bir role sahiptir (Dünya Sağlık Örgütü, 2006). Bir çiftin hayatının genel sağlığı, ruh sağlığı ve yaşam kalitesi üzerinde önemli etkisi olan faktörlerden biri de cinsel sağlıktır (Hassan vd., 2015: 83; Toorzani vd., 2010: 6). Birçok kadın cinsel sağlık sorunları nedeniyle cinsel aktiviteden kaçınmakta ve yaşadıkları bu sorunlar yaşam kalitelerini de olumsuz etkilemektedir. Zamanla bireysel bir sorun olmaktan çıkan bu kronik sorun çiftin evliliği üzerinde de olumsuz etkiler oluşturmaktadır (Hamadiyan vd., 2016: 5).
Cinsel mitler, cinsel yaşamı olumsuz etkileyen unsurlardan biridir (Kılcı, 2018). Ulaşılamaz standartlara ve katı beklentilere vurgu yapan ve güvenilmez kaynaklardan elde edilen, cinsellikle ilgili eksik veya yanlış bilgi, inanç, çarpıtma ve yanlış algılamaların ifadesidir. Bu mitler suçluluk duygusuna, gerçekçi olmayan beklentilere, yetersizlik duygularına, kaygıya ve başarısızlık korkusuna yol açarak cinsel işlev bozukluklarına sebep olabilmektedir. Ayrıca bu bozuklukların devam etmesine neden olarak tedavi sürecini olumsuz etkileyebilmektedir (Kayır, 2001: 34; Yaşan ve Gürgen, 2004: 42-2). Bazı toplumlarda insanlar, içinde yaşadıkları topluma uygun kalıplaşmış kadın ve erkek davranışları, düşünceleri ve yargılarını benimsemekte ve bu kalıp yargıları nesilden nesile aynı şekilde aktarmaktadır. Değer yargılarının çifte standarda dayalı olduğu kültürlerde yetişen insanların cinsel mitleri kabul etmesi ve bunlardan etkilenmesi beklenmektedir (Uyar,
2015). Kadın cinsel şemaları açısından "iyi kız" olmak, kişinin cinsel yaşamında boyun eğmeyi ve partnerinin kendisini önceden uyarılmasını veya orgazmını gerçekleştirmesini beklemesini gerektirmektedir. Bahsi geçen "iyi" fikri, cinselliği kısıtlamakta ve işlevselliğe zarar vermektedir.
Cinsel mitler, kişinin kendisi veya partneri için cinsel işlev sorunlara neden olabilmektedir (Kılcı, 2018). Sürdürülen ilişkiler ve bu ilişkilerin kalitesi kişilerin mutluluk düzeyleri üzerinde önemli bir etkiye sahiptir (Saphire-Bernstein ve Taylor, 2013: 821). Romantik ilişkiler yakın ilişkiler içerisinde yer alan bir kategoridir (Reis vd., 2000: 126) ve çok sayıda araştırmada, ilişki doyumu ile romantik ilişkilerdeki çeşitli faktörler arasındaki bağlantı incelenmiştir (Can, 2015: 5; Collins, 2003: 13-1; Furman ve Shomaker, 2008: 31; Yiğit ve Çelik, 2016). Çalışmalardan elde edilen sonuçlar doyum sağlanan bir ilişki içinde olmanın kişinin fiziksel ve zihinsel sağlığının iyileştirilmesi de dahil olmak üzere birçok avantajı olduğunu göstermiştir (Shrout vd., 2020: 104). Literatür incelendiğinde, cinsel bozukluklardan biri olan vajinismusun kadın doğum uzmanlarına en çok başvurulan konu olduğu ve vajinismus şikayetinin tüm hastalıklar içerisindeki oranının %62,2 ile %75,9 arasında değiştiği görülmektedir (Mutlu, 2009). Vajinismusun dünya çapındaki sıklık ve prevalansını inceleyen Batı kökenli epidemiyolojik araştırmalara göre vajinismus dağılımı %0,4 ile %1,7 arasında değişmektedir (Çakmak, 2011). Afrika ülkelerinde yapılan araştırmalara göre ise bu prevalans %6’dır (Bhasvar ve Bhugra, 2013: 19-2). Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği (CETAD) tarafından 2006 yılında yapılan bir çalışmada, ülkemizde diğer ülkelere göre vajinismus görülme oranının oldukça yüksek olduğu ve bu oranın %9,2 olduğu bildirilmiştir.
Yapılan araştırmalara göre kişinin cinsel mitlere olan inanç düzeyi cinsel doyumu etkileyen önemli bir faktördür (Kıray-Vural ve Bayık-Temel, 2010: 13-1). Kişinin cinsel ilişkisinden duyduğu memnuniyet düzeyi cinsel sağlığın en önemli göstergelerinden biri olan cinsel doyum olarak tanımlanmaktadır. Bir ilişkinin hem cinsel hem de cinsel olmayan yönlerini kapsayan cinsel doyum, kişinin yaşı, cinsiyeti, yaşam şartları, çevrenin kültürü, hayat boyu deneyimleri, kurduğu ilişkiler, yaşadığı cinsel ilişkilerinin kalitesi gibi faktörlere bağlı olarak kişiden kişiye değişmektedir. Sağlıklı bir cinsel ilişki, çiftin bağını güçlendirmekte, daha büyük bir yakınlık duygusu geliştirmelerini sağlamakta ve çiftlerin birlikte streslerini azaltmalarına yardımcı olmaktadır. Öte yandan, sağlıksız cinsel aktivitede bulunan çiftler bazı sorunlar yaşayabilmekte ve daha az doyum ve zevk alabilmektedir (Karaoğlu, 2019: 14). Çiftlerin cinsel doyum yaşayabilmesi çok önemlidir. Çünkü cinsel doyum, ilişki doyumu ve benlik saygısı gibi diğer faktörlerle birlikte birçok insan için mutluluğun temel bileşenlerinden biridir (Stephenson ve Meston, 2011: 20).
Bu çalışmanın temel amacı vajinismus tanısı alan ve almayan kadınların cinsel mitleri cinsel öz yeterlilikleri ve ilişki doyumlarının karşılaştırılmasıdır. Ayrıca aşağıda yer alan alt amaçlar için de cevap aranmıştır.
-Vajinismus tanısı alan ve almayan kadınların cinsel mitleri arasında farklılık var mıdır? -Vajinismus tanısı alan ve almayan kadınların cinsel öz yeterlilikleri arasında farklılık var mıdır?
-Vajinismus tanısı alan ve almayan kadınların ilişki doyumları arasında farklılık var mıdır?
Bu araştırmada vajinismus tanısı alan ve almayan kadınların cinsel mitleri cinsel öz yeterlilikleri ve ilişki doyumlarının karşılaştırılması amacıyla nedensel-karşılaştırma yöntemi kullanılmıştır.
Bu çalışmanın evreni, 18 yaş ve üzeri vajinismus tanısı almış veya almamış kadınlardan oluşmaktadır. Vajinismus tanısı alan grup, cinsel terapistler tarafından tanı konulmuş ve terapi almış kişilerden oluşmaktadır. Çalışmanın vajinismus tanısı alan örneklemi, 18 yaş ve üzeri 153 kadın katılımcıdan oluşmaktadır ve bu örneklem, ölçüt örnekleme yöntemi kullanılarak seçilmiştir. Bununla birlikte, vajinismus tanısı olmayan örneklem, uygun örnekleme yöntemi kullanılarak seçilen 149 kadın katılımcıdan oluşmaktadır.
Zilbergeld (1978) tarafından geliştirilen 56 maddelik CMDF ölçeği, cinsel mitlere inanç düzeyini ölçmek amacıyla kullanılmaktadır ve iç tutarlılık katsayısı α=0,82 olarak hesaplanmıştır. Evcili ve Gölbaşı (2017: 34) tarafından yapılan Türkçe uyarlaması çalışmasında, ölçeğin güvenirliliği ve kapsam geçerliliğini bozan 10 madde çalışmadan çıkarılarak 39 ölçek ve 46 mit ifadesi ile uyarlanmıştır. Ölçeğin iç tutarlılık düzeyi ise α=0,80 olarak tespit edilmiştir. Bu çalışma, Türkiye'de en sık görülen cinsel mitlere göre dizayn edilmiştir.
Funk ve Rogge (2007) tarafından geliştirilen İlişki Doyum İndeksi, romantik ilişki doyumunu ölçmek için kullanılan kısa bir ölçme aracıdır. Ölçek, 4 maddeden oluşur ve bir maddenin yanıtı 7'li Likert derecelendirme ölçeği üzerinde, diğer üç maddenin yanıtları ise farklı 6'lı Likert derecelendirme anahtarları üzerinde verilir. Puanlar 0 ile 21 arasında değişir ve yüksek puanlar ilişki doyumunun yüksek olduğunu gösterir. Ölçeğin Cronbach alfa güvenirlik katsayısı .94 olarak hesaplanmıştır ve test-tekrar test güvenirlik katsayısı .71'dir. Türkçe uyarlaması yapılan çalışmada ise ölçeğin hedef evrende tek faktörlü bir yapı gösterdiği ve Cronbach alfa katsayısının .86 olduğu belirtilmiştir (Curun, 2001).
Humphreys ve Kennett (2010) tarafından geliştirilen ölçek, 5 maddeden oluşan ve 8‟li likert (1 Kesinlikle katılmıyorum- 8 Kesinlikle katılıyorum) tipi tek faktörlü bir ölçme aracıdır. Ölçek, bireylerin cinsel öz-yeterlik düzeylerini değerlendirmek amacıyla kullanılan bir self report ölçme aracıdır. Ölçeğin 3 ve 4. maddeleri ters kodlanmaktadır ve yüksek puanlar cinsel öz-yeterlik düzeyinin yüksek olduğunu göstermektedir. Puan aralığı 5 ile 40 arasında değişen ölçeğin orijinal formunun Cronbach-alpha güvenirlik katsayısı .83 olarak belirlenmiştir. Türkçeye uyarlaması Çelik
(2012: 3) tarfından yapılan ölçeğin ise iç tutarlılık katsayısı α=0.71 olarak rapor edilmiştir.
Tablo 1’de araştırmanın ‘Vajinismus tanısı alan ve almayan kadınların cinsel mitleri arasında farklılık var mıdır?’ problemini ele almak ve katılımcıların Cinsel Mitler Formundan aldıkları puanları vajinismus tanısına sahip olma durumuna göre karşılaştırmak amacıyla gerçekleştirilen bağımsız gruplar t testi sonucunda elde edilen veriler gösterilmiştir.
Tablo 1. Katılımcıların Vajinismus Tanısına Sahip Olma Durumuna Göre Cinsel Mitler Formuna Ait Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve Bağımsız Gruplar t Testi Sonuçları
Şu anda
Vajinismus tanınız var
mı? N Ort. Ss. t(302) p Cohen d
Cinsel Yönelim Evet |
153 |
10,05 |
4,012 |
2,799 |
0,005* |
0,32 |
|
Hayır Toplumsal |
149 |
8,83 |
3,498 |
|
|
|
|
Cinsiyet Evet |
153 |
15,87 |
5,868 |
0,355 |
0,723 |
0,04 |
|
Hayır |
149 |
15,64 |
5,47 |
|
|
|
|
Yaş ve Cinsellik Evet |
153 |
10,39 |
4,185 |
2,768 |
0,006* |
0,32 |
|
|
Hayır |
149 |
9,17 |
3,363 |
|
|
|
Cinsel Davranış |
Evet |
153 |
7,33 |
3,515 |
4,637 |
0,00* |
0,54 |
|
Hayır |
149 |
5,66 |
2,642 |
|
|
|
Mastürbasyon |
Evet |
153 |
5,05 |
2,329 |
2,049 |
0,041* |
0,24 |
|
Hayır |
149 |
4,51 |
2,211 |
|
|
|
Cinsel Şiddet |
Evet |
153 |
7,58 |
3,793 |
1,433 |
0,153 |
0,17 |
|
Hayır |
149 |
7,02 |
2,953 |
|
|
|
Cinsel İlişki |
Evet |
153 |
5,88 |
2,365 |
0,226 |
0,821 |
0,02 |
Cinsel |
Hayır |
149 |
5,82 |
2,52 |
|
|
|
Memnuniyet |
Evet |
153 |
5,45 |
2,271 |
1,602 |
0,11 |
0,18 |
Cinsel Mitler |
Hayır |
149 |
5,06 |
1,949 |
|
|
|
Formu |
Evet |
153 |
59,37 |
23,54 |
-0,652 |
0,515 |
0,08 |
|
Hayır |
149 |
60,94 |
17,971 |
|
|
|
*p<0,05
Tabloda yer alan veriler değerlendirildiğinde, katılımcıların Cinsel Mitler Formunun cinsel yönelim (t(302)=2,799), yaş ve cinsellik (t(302)=2,768), cinsel davranış (t(302)=4,637) ve mastürbasyon(t(302)=2,049) alt boyutlarına ait puan ortalamalarının vajinismus tanısı alma durumuna göre istatiksel olarak anlamlı bir şekilde farklılaştığı görülmektedir (p<0,05).Vajinismus tanısı alan katılımcıların cinsel yönelim (Ort=10,05; Ss=4,012), yaş ve cinsellik (Ort=10,39; Ss=4,185), cinsel davranış (Ort=7,33; Ss=3,515) ve mastürbasyon (Ort=5,05; Ss=2,329) puan ortalamaları vajinismus tanısı almayan katılımcıların cinsel yönelim (Ort=8,83; Ss=3,498), yaş ve cinsellik (Ort=9,17; Ss=3,363), cinsel davranış (Ort=5,66; Ss=2,642) ve mastürbasyon (Ort=4,51; Ss=2,211) puan ortalamalarından anlamlı şekilde daha yüksektir. Elde edilen bu sonuca göre, vajinismus tanısına sahip olma durumunun Cinsel Mitler Formunun cinsel yönelim (Cohen d= 0,32), yaş ve cinsellik (Cohen d= 0,32), cinsel davranış (Cohen d= 0,54) ve mastürbasyon (Cohen d= 0,24) puanları üzerinde orta düzeyde bir etkisi bulunmaktadır.
Bununla birlikte, katılımcıların Cinsel Mitler Formunun toplumsal cinsiyet (t(302)=0,355), cinsel şiddet (t(302)=1,433), cinsel ilişki (t(302)=0,226) ve cinsel memnuniyet (t(302)=1,602) alt boyutları ile ölçek toplamına (t(302)=-0,652) ait puan ortalamalarının vaijinismus tanısına sahip olma durumuna göre anlamlı bir şekilde farklılaşmadığı görülmektedir. Vajinismus tanısı alan ve almayan katılımcıların toplumsal cinsiyet, cinsel şiddet, cinsel ilişki ve cinsel memnuniyet alt boyutları ile toplam ölçek düzeyleri benzerdir. Bu sonuca göre, vaijinismus tanısına sahip olma durumunun Cinsel Mitler Formunun toplumsal cinsiyet (Cohen d= 0,04), cinsel şiddet (Cohen d= 0,17), cinsel ilişki (Cohen d= 0,02), cinsel memnuniyet (Cohen d= 0,18) ve ölçek toplamı (Cohen d= 0,08) puanları üzerinde önemli bir etkisi bulunmamaktadır.
Tablo 2. Katılımcıların Vajinismus Tanısına Sahip Olma Durumuna Göre Cinsel Öz Yeterlilik Ölçeğine Ait Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve Bağımsız Gruplar t Testi Sonuçları
Şu anda Vajinismus tanınız var mı? N |
Ort. |
Ss. |
t |
p |
Cohen d |
|
Cinsel Öz Yeterlilik Ölçeği Evet |
153 |
18,83 |
6,399 |
-3,285 |
0,001* |
0,37 |
Hayır |
149 |
21,19 |
6,1 |
|
|
|
*p<0,05 Tablo 2’de araştırmanın ‘Vajinismus tanısı alan ve almayan kadınların cinsel öz yeterlilikleri arasında farklılık var mıdır?’ problemini ele almak ve katılımcıların Cinsel Öz Yeterlilik Ölçeğinden aldıkları puanları vajinismus tanısına sahip olma durumuna göre karşılaştırmak amacıyla gerçekleştirilen bağımsız gruplar t testi sonucunda elde edilen veriler gösterilmiştir.
Tabloda yer alan veriler değerlendirildiğinde, katılımcıların cinsel öz yeterlilik (t(302)=3,285; p<0,05) puan ortalamalarının vajinismus tanısına sahip olma durumuna göre istatiksel olarak anlamlı bir şekilde farklılaştığı görülmektedir. Vajinismus tanısı almayan katılımcıların cinsel öz yeterlilik (Ort=21,19; Ss=6,1) puan ortalamaları vajinismus tanısı alan katılımcıların cinsel öz yeterlilik (Ort=18,83; Ss=6,399) puan ortalamalarından anlamlı şekilde daha yüksektir. Elde edilen bu sonuca göre, vajinismus tanısına sahip olma durumunun cinsel öz yeterlilik puanları üzerinde orta düzeyde bir etkisi bulunmaktadır (Cohen d=0,37).
Tablo 3. Katılımcıların Vajinismus Tanısına Sahip Olma Durumuna Göre İlişki Doyumu İndeksine Ait Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve Bağımsız Gruplar t Testi Sonuçları
Şu anda
Vajinismus tanınız var
İlişki Doyumu |
mı? |
N |
Ort. |
Ss. |
t |
p Cohen d |
İndeksi |
Evet |
153 |
10,8 |
4,255 |
-4,844 |
0,00* 0,56 |
|
Hayır |
149 |
13,42 |
5,09 |
|
|
*p<0,05 Tablo 3’te araştırmanın ‘Vajinismus tanısı alan ve almayan kadınların ilişki doyumları arasında farklılık var mıdır?’ problemini ele almak ve katılımcıların İlişki Doyumu İndeksinden aldıkları puanları vajinismus tanısına sahip olma durumuna göre karşılaştırmak amacıyla gerçekleştirilen bağımsız gruplar t testi sonucunda elde edilen veriler gösterilmiştir.
Tabloda yer alan veriler değerlendirildiğinde, katılımcıların ilişki doyumu puan ortalamalarının (t(302)=-4,844; p<0,05) vajinismus tanısına sahip olma durumuna göre istatiksel olarak anlamlı bir şekilde farklılaştığı görülmektedir. Vajinismus tanısı almayan katılımcıların ilişki doyumu (Ort=13,42; Ss=5,09) puan ortalamaları vajinismus tanısı alan katılımcıların ilişki doyumu (Ort=10,8, Ss=4,255) puan ortalamalarından anlamlı şekilde daha yüksektir. Bu sonuca göre, vajinismus tanısına sahip olma durumunu ilişki doyumu üzerinde orta düzeyde bir etkisi bulunmaktadır (Cohen d=0,56).
Vajinusmus tanısı alan ve almayan kadınların cinsel mitleri cinsel öz yeterlilikleri ve ilişki doyumlarının karşılaştırılması amacıyla gerçekleştirilmiş olan bu çalışmanın bulgularından birinde cinsel mitler formu alt boyutlarından olan cinsel yönelim, yaş ve cinsellik, cinsel davranış ve mastürbasyon düzeylerinin vajinismus tanısına sahip olma durumuna göre farklılaştığı tespit edilmiştir. Vajinismus tanısı alan katılımcıların cinsel yönelim, yaş ve cinsellik, cinsel davranış ve mastürbasyon düzeylerinin vajinismus tanısı almayan katılımcıların cinsel yönelim, yaş ve cinsellik, cinsel davranış ve mastürbasyon düzeylerinden daha yüksek olduğu gözlenmiştir. Bu bulgu, vajinismus tanısı alan kişilerin cinsel konularda daha fazla sorun yaşayabileceğini ve bu sorunların cinsel mitlerden kaynaklanabileceğini düşündürmektedir. Cinsel mitler, yanlış bilgilendirmeler veya yanlış inançlar nedeniyle ortaya çıkan yanıltıcı cinsel düşüncelerdir. Bu mitler, cinsel sorunların oluşmasına veya cinsel işlev bozukluklarına yol açabilir. Alan yazında yapılan çalışmalar bu araştırma bulgularını desteklemektedir(Reissing, 2002; Reissing, Binik, Khalifé, Cohen ve Amsel, 2003: 29). Alan yazın incelendiğinde, Giami vd. (2003: 56) tarafından yapılan bir çalışmada, cinsel yönelim ile yaş, cinsellik ve cinsel davranış arasında anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Vajinismus tanısı alan katılımcıların cinsel yönelim, yaş ve cinsellik, cinsel davranış ve mastürbasyon düzeylerinin vajinismus tanısı almayan katılımcılardan daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Bu bulgu, vajinismusun cinsellikle ilgili bir sorun olduğunu ve vajinismuslu kadınların cinsel işlev bozukluğu yaşayabileceğini düşünülebilir. Benzer şekilde, birçok araştırma, cinsel işlev bozuklukları ile cinsel yönelim, yaş ve cinsellik arasındaki ilişkiyi incelemiş ve cinsel işlev bozukluklarının, cinsel yönelim, yaş ve cinsellik gibi faktörlerden etkilenebileceği sonucuna varmıştır (McCabe, 2005: 351; Hayes vd., 2010: 7). Sonuç olarak, bu araştırmanın bulgusu, alan yazında yer alan araştırmalar tarafından da desteklenmektedir.
Araştırmanın bir diğer bulgusunda, cinsel öz yeterlilik düzeylerinin vajinismus tanısına sahip olma durumuna göre farklılaştığı tespit edilmiştir. Vajinismus tanısı almayan katılımcıların cinsel öz yeterlilik düzeylerinin vajinismus tanısı alan katılımcıların cinsel öz yeterlilik düzeylerinden daha yüksek olduğu gözlenmiştir. Bu bulgu, vajinismusun, kadınların cinsel öz yeterlilik düzeylerini olumsuz etkileyebileceğini göstermektedir. Kadınların cinsel öz yeterlilik düzeyleri, cinsel işlev bozukluğu yaşama risklerini de etkileyebilir. Örneğin, yüksek cinsel öz yeterlilik düzeyine sahip olan kadınların, cinsel işlev bozukluğu yaşama olasılığı daha düşük olabileceği düşünülebilir. Alan yazın incelendiğinde, Yavuzer vd. (2013: 39) tarafından yapılan bir çalışmada, vajinismus tanısı olan kadınların cinsel öz yeterlilik düzeylerinin, sağlıklı kadınlara göre daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Benzer şekilde, Rosen vd. (1993-19) tarafından yapılan bir çalışmada, vajinismus tanısı olan kadınların cinsel öz yeterlilik düzeylerinin, sağlıklı kadınlara göre daha düşük olduğu bulunmuştur. Başka bir çalışmada ise, cinsel öz yeterlilik düzeyinin, kadınlarda cinsel işlev bozuklukları ile ilişkili olduğu ve düşük cinsel öz yeterlilik düzeyinin, cinsel işlev bozukluğu riskini artırdığı belirtilmiştir (Bancroft vd., 2003: 32). Ayrıca, cinsel öz yeterlilik düzeyi, kadınların cinsel tatmin düzeylerini de etkileyebilir. Örneğin, yüksek cinsel öz yeterlilik düzeyine sahip olan kadınların, cinsel tatmin düzeylerinin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir (Laan ve Rellini, 2011: 40).
Araştırmanın bir başka sonucu, ilişki doyumu düzeylerinin vajinismus tanısına sahip olma durumuna göre farklılaştığı göstermektedir. Vajinismus tanısı almayan katılımcıların ilişki doyumu düzeylerinin vajinismus tanısı alan katılımcıların ilişki doyumu düzeylerinden daha yüksek olduğu gözlenmiştir. Bu bulgu, ilişki doyumunun vajinismus tanısına sahip olma durumudan etkilendiğini göstermektedir. Bu durumun nedeni olarak, vajinismuslu kadınların, cinsel ilişkide yaşadıkları ağrı ve diğer zorluklar nedeniyle ilişki doyumlarının daha düşük olması gösterilebilir. Alan yazın incelendiğinde, Basson vd. (2003: 24) tarafından yapılan bir çalışmada, cinsel işlev bozukluğu olan kadınların ilişki doyumu düzeylerinin, cinsel işlev bozukluğu olmayan kadınların ilişki doyumu düzeylerinden daha düşük olduğu bulunmuştur. Benzer şekilde, araştırmalar cinsel işlev bozukluklarının, çiftlerin ilişki doyumunu etkileyebileceğini göstermektedir (Spector vd., 1996: 22; Leiblum vd., 2007: 14).
Araştırmanın bir diğer bulgusunda, vajinismus tanısı alan katılımcıların cinsel mitler düzeyleri ile cinsel öz yeterlilik ve ilişki doyumu düzeyleri arasında anlamlı ilişkiler olmadığı tespit edilmiştir. Alan yazında yapılan çalışmalar bu araştırma bulgusunu desteklemektedir (Özkan ve Özkan, 2012: 14; Özcan ve Aslan, 2014: 40). Bu bulgu, cinsel mitlerin vajinismusun ortaya çıkmasındaki bir faktör olmadığını veya vajinismuslu kadınların cinsel mitleri ile cinsel öz yeterlilik ve ilişki doyumları arasında bir bağlantı olmadığını göstermektedir. Ancak, bu bulguya dayanarak kesin sonuçlar çıkarmak mümkün olmadığı düşünülmektedir.
Vajinismus tanısı alan ve almayan kadınların cinsel mitleri ve cinsel öz yeterliliklerinin ilişki doyumlarının karşılaştırıldığı bu çalışma sonucunda elde edilen bulgular, vajinismus tanısı alan kadınların cinsel yönelim, yaş ve cinsellik,cinsel davranış ve mastürbasyon düzeylerinin vajinismus tanısı almayan kadınlardan daha yüksek olduğuna işaret etmektedir. Bu sonuç, cinsel mitlere ve önyargılara sahip olmanın vajinismus riskini artırabileceğini düşündürmektedir. Araştırmacılara, vajinismusun önlenmesi ve tedavisine yönelik cinsel mitleri ve yanlış inançları azaltacak ve cinsel eğitim programlarına odaklanacak daha geniş kapsamlı bir çalışma yapmaları önerilebilir.
Bancroft, J., Loftus, J., & Long, J. S. (2003). Distress about sex: A national survey of women in heterosexual relationships. Archives of sexual behavior, 32(3), 193-208.
Basson, R., Leiblum, S., Brotto, L., Derogatis, L., Fourcroy, J., Fugl-Meyer, K., Graziottin, A., Heiman, J., Laan, E., Meston, C., Schover, L., van Lankveld, J., & Schultz, W.W. (2003). Definitions of women's sexual dysfunction reconsidered: advocating expansion and revision. Journal of Psychosomatic Obstetrics and Gynaecology, 24(4), 221-229.
Bhasvar, V., & Bhugra, D. (2013). Cultural factors and sexual dysfunction in clinical practice. Advences in Psychiatric Treatment, 19(2):144-152.
Can, F. (2015). Romantik ilişkilerde sosyal ağ etkileri. Nesne-Psikoloji Dergisi, 5, 43-65.
Collins, W. A. (2003). More than myth: The developmental significance of romantic relationships during adolescence. Journal Of Research On Adolescence, 13 (1), 1- 24.
Curun, F. (2001). The effects of sexism and sex role orientation on relationship satisfaction (Yüksek Lisans Tezi), Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Ankara.
Çakmak, E. (2011). Vajinismusu olan kadınlarda bağlanmanın cinsel işlevler ve klinik bulgulara etkisi (Tıpta Uzmanlık Tezi), Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı Ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul. Çelik, E. (2013). Cinsel Öz-Yeterlik Ölçeğinin Türk kültürüne uyarlanması: Geçerlik ve güvenirlik çalışması. Journal of European Education, 3(2), 1-10. Çelik, E. (2013). Cinsel Öz-Yeterlik Ölçeğinin Türk kültürüne uyarlanması: Geçerlik ve güvenirlik çalışması. Journal of European Education, 3(2), 1-10.
Furman, W., & Shomaker, L. (2008). Patterns of interaction in adolescent romantic relationships: Distinct features and links to other close relationships. Journal of Adolescence, 31(6), 771-
788.
Giami, A., Perrey, C., & Dunezat, X. (2003). Sexual orientations and sexual activities in France: an HIV survey. Social science & medicine, 56(9), 1785-1794.
Golbası, Z., Evcılı, F., Eroglu, K., & Bırcan, H. (2016). Sexual myths scale (SMS): development, validity and reliability in Turkey. Sexuality and Disability, 34(1), 75-87. Golbası, Z., Evcılı, F., Eroglu, K., & Bırcan, H. (2016). Sexual myths scale (SMS): development, validity and reliability in Turkey. Sexuality and Disability, 34(1), 75-87.
Hamadiyan, H., Oladi, M.A.G., Rahbar, P., & Azad, M. (2016). Prevalence of sexual dysfunction among women using contraceptive methods. Int J Med Res Health Sci ;5:163–7.
Hassan, R.S., Eraky, E.M., Abou Khatwa, A.M., & Ghonemy, G.I. (2015). Study the effect of hormonal contraceptive methods on female sexual function. Med J Cairo Univ ;83:115–20.
Hayes, R. D., Dennerstein, L., Bennett, C. M., Sidat, M., Gurrin, L. C., & Fairley, C. K. (2010). What is the true prevalence of female sexual dysfunctions and does the way we assess these conditions have an impact?. The journal of sexual medicine, 7(8), 2339-2348.
Humphreys, T. P. & Kennett, D. J. (2010). The reliability and validity of instruments supporting the sexual self-control model. The Canadian Journal of Human Sexuality, 19(1-2), 1-13.
Karaoğlu, M.B. (2019). Evli bireylerde benlik saygısının çift uyumu ve cinsel doyum üzerindeki etkisi, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Yakın Doğu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Lefkoşa.
Kayır, A. (2001). Cinsellik kavramı ve cinsel mitler: Cinsel İşlev Bozuklukları Monograf Serisi. İstanbul: Roche Müstehzarları Sanayi A.Ş., s: 34-39
Kılcı, Ş. (2018). Evlilik hazırlığı yapan çiftlerin cinsel mitlere inanma durumları ve etkileyen faktörler, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Doğum-Kadın Sağlığı Ve Hastalıkları Hemşireliği Programı
Kıray-Vural, B., & Bayık-Temel, A. (2010). Cinsel doyumun yordanmasında bazı faktörlerin incelenmesi. Anadolu Hemşirelik ve Sağlık Bilimleri Dergisi, 13: 1.
Laan, E., & Rellini, A. H. (2011). How do sexual dysfunctions affect women's satisfaction with their sexual life? The role of sexual cognitions. Archives of sexual behavior, 40(4), 793-804.
Leiblum, S.R., Koochaki, P. E., Rodenberg, C. A., Barton, I. P., & Rosen, R. C. (2007). Hypoactive sexual desire disorder in postmenopausal women: US results from the Women's International Study of Health and Sexuality (WISHeS). Menopause, 14(3), 460-468.
McCabe, M.P. (2005). Sexual disorders. In Comprehensive Clinical Psychology (pp. 351-366). Elsevier. Mutlu, A.E. (2009). Vajinusmus tanısı alan hastaların sosyodemografik özelliklerinin cinsel mit inançları, cinsel öyküleri, cinsel doyum düzeyleri ve eş değerlendirme biçimleriyle karşılaştırılması, İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi, Malatya
Özcan, N. K., & Aslan, D. (2014). The relationship between sexual myths, sexual self-efficacy, and sexual satisfaction in women with vaginismus. Journal of Sex & Marital Therapy, 40(1), 5060. Özkan, A., & Özkan, S. (2012). Cinsel mitler ve cinsel işlev bozuklukları: bir gözden geçirme. Androloji Bülteni, 14(1), 7-12.
Reis, H.T., Collins , W.A., & Berscheid, E. (2000). The relationship context of human behavior and development. Psychological Bulletin, 126, 844 872.
Reissing, E. D. (2002). Re-evaluating vaginismus: An empirical investigation of diagnostic reliability, vaginal spasm, pain and associated etiological correlates. A Thesis of the Degree of Doctor of Philosophy. Montreal: McGill University, Department of Psychology.
Reissing, E. D., Binik, Y. M., Khalifé, S., Cohen, D. & Amsel, R. (2003). Etiological correlates of vaginismus: Sexual and physical abuse, sexual knowledge, sexual self-schema and relationship adjustment. Journal of Sex & Marital Therapy, 29, 47-59.
Rosen, R.C., Leiblum, S. R., & Spector, I. P. (1993). Sexual arousal in women with vaginismus. Journal of sex & marital therapy, 19(4), 288-299.
Saphire-Bernstein, S., & Taylor, S. E. (2013). Close Relationships and Happiness. In L. Boniwell, S. A. David, & A. C. Ayers (Eds.), Oxford Handbook of Happiness (pp. 821-833). Oxford: Oxford University Press.
Shrout, M. R., Renna, M. E., Madison, A. A., Alfano, C. M., Povoski, S. P., Lipari, A. M., KiecoltGlaser, J.K. (2020). Relationship Satisfaction Predicts Lower Stress and Inflammation in Breast Cancer Survivors: A Longitudinal Study of WithinPerson and Between-Person Effects. Psychoneuroendocrinology, 104708.
Spector, I.P., Carey, M. P., & Steinberg, L. (1996). The sexual desire ınventory: Development, factor structure, and evidence of reliability. Journal of Sex & Marital Therapy, 22(3), 175190.
Stephenson, K. & Meston, C. (2011). The association between sexual cost sand sexual satisfaction in women: An Exploration of The Interpersonal Exchange Model of Sexual Satisfaction. The Canadian Journal of Human Sexuality, 20 (1):31-40.
Toorzani, Z., et al. (2010). Sexual Health and its Relationship with Marital Satisfaction in Couples. Journal of Family Research, 6(2), 181-196.
Uyar, B. (2015). İnfertilite tedavisi gören kadınlarda cinsel mitlere inanma düzeyi, (Uzmanlık Tezi), Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, Diyarbakır.
World Health Organization (WHO). (2006). Defining sexual health report of a technical consultation on sexual health. https://www.who.int/reproductivehealth/publications/sexual_ health/defining_sh/en/
Yaşan, A., & Gürgen, F. (2004). Cinsel partneri olan bir hemşire grubu ile hiç partneri olmamış bir hemşire grubunun cinsel bilgi edinme yolları ve cinsel mitlerin yaygınlığının karşılaştırılması. Yeni Symposium Dergisi, 42(2):72-76.
Yavuzer, V., Kılıçoğlu, G., & Kılınç, M. (2013). The relationship between sexual self-efficacy and vaginismus in Turkish women. Journal of sex & marital therapy, 39(6), 493-502.
Yiğit, İ., & Çelik, C. (2016). İlişki doyumunun erken dönem uyum bozucu şemalar, kişilerarası ilişki tarzları ve kendilik algısı açısından değerlendirilmesi (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Türk Psikoloji Yazıları.